10 EKİM 2015 ANKARA GARI KATLİAMI YARGI SÜRECİ
10 Ekim 2015 tarihi, Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi için ülkenin dört bir yanından gelerek Ankara’da buluşan on binlerce insanın hayatını bir daha asla eskisi gibi olmayacak biçimde değiştirdi. 103 kişinin hayatını kaybettiği, 400’den fazla kişinin yaralandığı, on binlerce insanın her bir anına tanıklık ettiği katliamın ardından büyük bir adalet mücadelesi başladı.
10 Ekim Ankara Katliamının yargı süreci sekiz ay devam eden kısıtlılık kararı altında yürütülen bir soruşturma ile başladı. Soruşturma bitip de iddianame ortaya çıktığında ise büyük hatalar ve eksikler ile dolu olan bir tablo ile karşılaşıldı. IŞİD örgütüne yönelik derinlemesine bir çalışma içerisine girilmeden ve ciddi araştırmalar yapılmadan katliamı planladığı söylenen Yunus DURMAZ’ın dijital materyallerinden yola çıkan baştan savma bir iddianame hazırlanmıştı.
İddianame ile birlikte haklarında dava açılan toplam 36 sanık bulunmaktadır. İddianamenin tamamlanması ve davanın açılması aşamasında 15 sanık tutuklu iken yargılama sırasında 4 sanık daha tutuklanmış, toplam 19 tutuklu ile yargılama devam etti. 14 sanık için sevk maddeleri; Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme, Kasten Öldürme, Kasten Öldürmeye Teşebbüs etme iken geri kalan 22 sanık için silahlı terör örgütüne üye olmadan ibarettir. Dosyadaki firari 16 sanık ise katliamdan bu yana hala yakalanmamıştır.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde davanın açılması ile 7 Kasım 2016’da yargılama süreci başlamıştır. Bu tarihten, tutuklu sanıklar açısından karar verilen 3 Ağustos 2018 tarihine kadar toplam 10 grup duruşma ve 54 celse yapılmıştır. Yargılama boyunca Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi iddianameye bağlı bir kovuşturma yürütmüş ve yeni sunulan hiçbir delili esasa dair bir tartışmanın temeli yapmamıştır.
Katliamın ve yargılamanın ana noktası, “bu katliam nasıl gerçekleştiği, engellenebilir olup olmadığı, kimlerin hangi sorumluluklarla bu katliamın içerisinde yer aldığı” gibi sorulardan uzak tutulmuştur. Oysa yargılama sırasında dosyaya gelen her belge, her yazışma cevabı özellikle Gaziantep ve Adıyaman’da muazzam bir IŞİD örgütlenmesi olduğunu ortaya koymuştur. El Kaide döneminden başlayan bu örgütlenme, hiçbir sıkıntı ile karşılaşmadan büyümüş ve güçlenmiştir. Her türlü yasal olanağı kullanılarak dernekler açılmış, kermesler düzenlenmiş, taziye çadırları kurulmuş ve militanlar örgütlenmiştir. Türkiye sınırlarının bir kısmı kontrol edilmiş, kaçakçılık dahil her tülü sınır işi gerçekleştirilmiş, militanlar rahatlıkla getirilip götürülmüş ve canlı bombalar geçirilmiştir.
Birçok resmi emniyet ve güvenlik biriminin takibinde olan örgütlenmeye engel olunmamış, dosya sanığı katliam planlayıcıları yakalanmamış, katliamın adım adım organize edilmesi adeta seyredilmiştir.
Öte yandan, 10 Ekim Ankara Katliamı onlarca istihbari bilgiye rağmen gerçekleşmiştir. Özellikle 2015 yılı Temmuz ayında gerçekleşen Suruç Katliamından sonra ülkenin birçok noktasından Ankara Emniyetine istihbari bilgiler geldiği, miting gibi kalabalık organizasyonlarda IŞİD eylemleri beklenildiği ve bu bilgilerin 2015 yılı Eylül ayında bildirildiği mahkeme sürecinde ortaya çıkmıştır. Canlı bombaların isimleri ve resimlerinin bile belli olduğu bu istihbaratlardan anlaşılmıştır. Buna rağmen Ankara’da gerçekleşecek 10 Ekim Emek, Barış ve Demokrasi Mitingine yönelik gerekli önlemler alınmamış, hatta önlemler daha önce aynı yerde düzenlenen mitinglere göre zayıf tutulmuştur. Tertip komitesi bilgilendirilmemiş, mitinge katılacak yüzbinlerce insanın can güvenliği konusunda gerekli tedbirlerin alınmadığı ortaya çıkmıştır.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi dosyadaki tüm bu delilleri dikkate almayarak, dosyanın 19 tutuklu sanığı yönünden 3 Ağustos 2018 tarihinde karar vermiştir.
Sadece tutuklu 19 sanık için verilmiş bir karar söz konusu olup, 9 sanık hakkında 101 kez ağırlaştırılmış müebbet cezası ve insan öldürmeye teşebbüsten binlerce yıl ceza verilmiş, kalan 1 sanık hakkında katliamdan kaynaklı suç duyurusunda bulunulmuş, diğer sanıklar hakkında ise 12 yıl ile 7,5 yıl arasında değişen örgüt üyeliğine ilişkin ceza verilmiştir.
Firari 15 sanık açısından ise dosya tefrik edilmiş olup, ayrı bir dosya numarası ile halen devam etmektedir.